İnsan Kendini Neden Yetersiz Hisseder ?

Aksu

Global Mod
Global Mod
İnsan Kendini Neden Yetersiz Hisseder? (Ve Bu Hissi Nasıl Mizaha Sararız?)

Selam forumdaşlar,

Hepimiz şu sahneyi yaşamışızdır: Eline telefonunu alırsın, sosyal medyada dolaşırsın ve herkesin hayatı Hollywood filmi gibi görünür. Arkadaşın Bali’de gün batımı fotoğrafı atmış, kuzenin yeni işinde CEO gibi poz vermiş, yan komşunun kedisi bile senden daha üretken görünüyor. Sen ise pijamayla cips yerken bir anda beynine şu cümle gelir: “Acaba ben biraz yetersiz miyim?”

Hah işte, tam da bu noktada insan psikolojisiyle dalga geçmenin tam zamanı! Çünkü aslında hepimiz bu hissi yaşıyoruz ama farklı şekillerde ifade ediyoruz. Erkekler stratejik çözümlerle yaklaşırken, kadınlar empatiyle sarıp sarmalıyor. Gelin birlikte bu “yetersizlik krizinin” perde arkasına bakalım, ama yüzümüzden gülümseme eksik olmasın.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: “Bir Plan Yaparım, Geçer”

Bir erkek kendini yetersiz hissettiğinde, kafasında otomatik bir PowerPoint açılır:

1. Sorun analizi

2. Çözüm önerileri

3. 30 günlük aksiyon planı

4. Bonus: “Bu iş bende!” motivasyon cümlesi

Mesela maaşını görünce “yetersizim” hissine kapılan bir adam, hemen yatırım videolarına sarılır. “Kriptoya mı girsem, yoksa kahve dükkanı mı açsam?” diye düşünür. Yetersizlik hissini bir iş planına dönüştürmek erkek beyninin temel savunma mekanizmasıdır.

Tabii bazen işler komikleşir. Mesela bir erkek, kız arkadaşının “duygusal olarak uzak hissediyorum” cümlesine “tamam, çözüm: haftada iki kez romantik plan yapacağım, not aldım” diye yaklaşabilir. Ama duygusal meselelerde tablo çizmek pek işe yaramaz, bilirsiniz.

Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Sen Yetersiz Değilsin Canım”

Kadınlar bu hissi daha toplumsal ve ilişki odaklı yaşar. Arkadaşına “kendimi yetersiz hissediyorum” dediğinde alacağı cevap bellidir:

“Sen dünyanın en güçlü, en özel, en harika insanısın!”

Kadınların bu noktada empatiyle yaklaşması, aslında çok değerli. Çünkü erkeklerin stratejik planları kadar, “sen yalnız değilsin” cümlesi de o hissi hafifletir. Ama işin komik yanı, bazen kadınlar kendi içlerinde de aynı hissi yaşar ve arkadaş grubunda herkes birbirini teselli etmeye başlar. Ortaya şöyle bir tablo çıkar:

* Ayşe: “Kendimi yetersiz hissediyorum.”

* Elif: “Saçmalama, sen çok iyisin! Ama ben de biraz yetersiz hissediyorum…”

* Zeynep: “Hepimiz öyleyiz, hadi tatlı söyleyelim!”

Ve böylece “yetersizlik hissi” çikolatalı sufleyi bahanesi olur.

Yetersizlik Hissinin Kaynağı: Sosyal Medya ve Karşılaştırma Tuzakları

Bilim insanları bu konuda çok net: yetersizlik hissinin en büyük tetikleyicilerinden biri karşılaştırma. Sosyal psikoloji araştırmalarına göre, insan beyninin doğal bir alışkanlığı var: kendini başkalarıyla kıyaslamak. Eskiden bu köydeki komşunun ineğiyle sınırlıyken, şimdi 7 milyar insanın hayatı parmağımızın ucunda. Tabii ki bu durum “benim ineğim az süt veriyor”dan “benim hayatım hiçbir şeye benzemiyor” krizine evrilmiş durumda.

Ama işin güzel yanı şu: Yetersizlik hissi, aynı zamanda gelişim motivasyonu da olabiliyor. Yani o his bazen insanı cips paketinden kaldırıp spor salonuna götürüyor ya da yeni bir beceri öğrenmeye teşvik ediyor.

Yetersizlikle Baş Etmenin Mizahi Yolları

Peki bu duyguyu nasıl hafifletiriz? İşte forum tarzı birkaç eğlenceli öneri:

* Kendini başkalarıyla kıyaslamak yerine, geçmişteki halinle kıyasla. Mesela geçen yıl 10 dakika koşarken nefes nefese kalıyordun, bu yıl 15 dakika dayanıyorsun. Tebrikler, küçük Usain Bolt!

* Yetersizlik hissi bastığında, kendine şunu hatırlat: “Benim hayatım bir dizi olsa, şu an filler bölümündeyim. Asıl aksiyon yakında!”

* Arkadaşlarına açıl. Çünkü bu hissi paylaşmak, onu küçültür. Bir kahkaha eşliğinde anlatınca, mesele devasa bir sorun olmaktan çıkıp “hepimizin ortak şakası”na dönüşüyor.

Yetersizlik Hissinin Evrensel Boyutu

Küresel ölçekte bakarsak, bu mesele sadece bize özgü değil. Japonya’da “hikikomori” denilen bir kavram var: gençlerin toplumdan çekilip odalarına kapanması, çoğu zaman yetersizlik hissinden kaynaklanıyor. Amerika’da ise “imposter sendromu” diye bilinen durum çok yaygın; insanlar ne kadar başarılı olsalar da “aslında ben buraya ait değilim” diye düşünüyor.

Bizdeyse mesele biraz daha esprili bir dille yaşanıyor. Türk kültüründe yetersizlik hissi genellikle şu cümlelerle dillenir:

* “Ben bu kafayla CEO falan olamam.”

* “Hayatım bir türlü rayına oturmadı, ama olsun, nasip değilmiş.”

* “Belki bu sene piyangodan çıkar…”

Yani globalde depresyon konusu, bizde genellikle kahve sohbetine malzeme oluyor.

Forumdaşlara Açık Davet

Ben kendi adıma yetersizlik hissini her yaşadığımda, işin içinde mutlaka komik bir yan bulmaya çalışıyorum. Çünkü hayat ciddiye alındığında ağır, ama şakaya sarıldığında hafif bir bavul gibi.

Peki siz ne yapıyorsunuz forumdaşlar? Kendinizi yetersiz hissettiğinizde, çözümü stratejik bir plan mı oluyor yoksa arkadaşlarınızla empatik bir muhabbet mi? Yoksa üçüncü bir yol mu buluyorsunuz: kahkaha ve tatlıyla terapi?

Hadi gelin, hep birlikte “yetersizlik hissi”ni mizaha sarıp sarmalayalım. Belki de bu başlık, forumun en eğlenceli terapi seansı olur. Siz ne dersiniz?
 
Üst