Karnından Konuşmak Deyimi Ne Demek ?

Alkoz

Global Mod
Global Mod
“Karnından Konuşmak” Deyimi: Sessiz Sözlerin, Gizli Mesajların Sanatı

Selam forumdaşlar,

Bugün size hem dilimizin derinlerinden gelen hem de gündelik hayatta sıkça duyduğumuz ama çoğu zaman tam olarak ne anlama geldiğini düşünmeden kullandığımız bir deyimden bahsetmek istiyorum: “karnından konuşmak.”

Kulağa hem biraz gizemli hem de tuhaf geliyor değil mi? Sanki biri ağzını kapatıp midesinden ses çıkarıyormuş gibi. Ama işin aslı, bu deyim insan iletişiminin en ince, en karmaşık alanlarından birine dokunuyor: Söylemeden söylemek, yani ima etmek.

Deyimin kökeni: Kuklacıların sahnesinden, gündelik hayata

Aslında “karnından konuşmak” deyimi köken olarak ventriloquism sanatından geliyor. Eski çağlarda bazı göstericiler, ağızlarını oynatmadan ses çıkararak kuklalarına konuştururdu. Seyirci, sesi karnından geldi sanırdı; halbuki konuşan ustanın ta kendisiydi.

Türkçedeki kullanım da buradan geliyor ama zamanla anlam genişlemiş. Artık birine “karnından konuşmak” dediğimizde onun kukla oynatmasından değil, düşündüğünü açıkça söylememesinden, ima yoluyla konuşmasından bahsediyoruz.

Bir anlamda, ses sahnede, niyet kuliste.

Ve hepimiz zaman zaman o sahnede rol alıyoruz.

Modern anlamda “karnından konuşmak”: Söylemeden söylemek

Bugünün dünyasında “karnından konuşmak” sadece fiziksel bir hareket değil, bir iletişim stratejisi haline geldi.

Bir arkadaş toplantısında “Bazı insanlar çok geç gelir ya, hiç hoş değil” diyorsak ama aslında karşımızdaki kişinin o gün geç kaldığını ima ediyorsak, bu bir karnından konuşmadır.

Yani doğrudan eleştiremeyip, dolaylı bir dil kurarız.

Veriler, bu tür dolaylı iletişimin özellikle kolektif kültürlerde (Türkiye, Japonya, Güney Kore gibi) daha yaygın olduğunu gösteriyor. 2019’da yapılan bir kültürel iletişim araştırması, Türk katılımcıların %68’inin “doğrudan söylemek yerine ima etmeyi” daha güvenli bulduğunu ortaya koymuş.

Sebebi net: Bizde “kalp kırmamak” da “haklı çıkmak” kadar önemli bir erdem.

Bir ofis hikâyesi: Karnından konuşmanın sosyolojisi

Bir düşünün, ofiste yeni bir proje toplantısındasınız. Müdür “Bazı raporlar geç geldi, umarım bundan sonra olmaz” diyor.

Kimseye adıyla hitap etmiyor ama odadaki herkes kime söylediğini biliyor.

Bu sahnede doğrudan hedef alınan kişi susuyor ama içinden geçiriyor: “Açık açık söylesene.”

İşte bu an, karnından konuşmanın tam da toplumsal yansıması.

Bu yöntem hem koruyucu hem yıpratıcı. Koruyucu, çünkü ilişkileri koparmıyor. Yıpratıcı, çünkü güveni sarsıyor.

Kadınların topluluk odaklı yaklaşımı, bu tarz iletişimi bir “duyarlılık göstergesi” olarak görebiliyor: “Kırmadan söylüyor.”

Erkeklerin pratik, sonuç odaklı bakışıysa genellikle “Açık konuşsa daha iyi olurdu” çizgisinde.

Yani biri ilişkileri korur, diğeri süreci hızlandırmak ister.

Ama her iki bakış da haklı, çünkü iletişimde denge, bazen hakikatin tonuna bağlıdır.

Psikolojik boyut: Neden açıkça söylemeyiz?

Psikolojiye göre insanlar “karnından konuşma” eğilimini üç temel sebeple gösterir:

1. Kaygı: Karşı tarafın tepkisinden korkarız.

2. Empati: Karşımızdakini üzmek istemeyiz.

3. Kontrol: Dolaylı konuşarak mesajın gücünü, zamanlamasını ve yorum alanını yönetiriz.

Yani bazen korkudan, bazen nezaketten, bazen stratejiden...

Ama sonuçta hepsi bir tür güç oyunudur.

Çünkü ima, konuşanın elinde hem bir kalkan hem bir silah olabilir.

Örneğin, 2022’de yapılan bir iletişim çalışmasında, dolaylı konuşmanın özellikle kadın yöneticiler arasında daha sık tercih edildiği görülmüş. Kadınlar, ekip içi uyumu korumak adına “açık çatışma” yerine “yumuşak ima” dilini seçiyor.

Erkek yöneticiler ise doğrudanlığı tercih edip, süreci hızlandırmayı hedefliyor.

Fakat ilginç olan şu: Karnından konuşmanın yanlış anlaşılma oranı erkeklerde %20, kadınlarda %45.

Yani ima ne kadar duygusal bir beceriyle söylenirse söylensin, bazen “mesaj” değil “bulanıklık” kalıyor geriye.

Kültürel yansımalar: Anadolu’nun dolaylı dili

Türk kültüründe “karnından konuşmak”ın gölgesi neredeyse her atasözünde var:

“Üstü kapalı söyleme, adam anlamaz.”

“Taş atıp, üstünü saklamak.”

“Dil susar, bakış konuşur.”

Hepsi aynı temaya dokunur: Dolaylılık.

Anadolu insanı genelde açık açık “istemem” demez; “bilmiyorum, sana kalmış” der.

Bir aile büyüğü “O çocuk çok geziyor” derken aslında “Biraz uslansın” demek ister.

Yani karnından konuşmak, aynı zamanda kültürel bir kodtur.

Ve bazen, bu kodu çözemeyenle, o toplumda yaşamak bile zorlaşır.

İletişimde iki yönlü okuma: Karnından konuşanı anlamak da bir sanat

“Karnından konuşan” birini anlamak, duygusal zekânın testidir.

Bazen bakışlardan, bazen ses tonundan, bazen de cümlenin ortasında bırakılan bir boşluktan ipuçlarını yakalarsınız.

Örneğin:

– “Ne güzel, sen yine erken geldin.” (Altta yatan mesaj: “Ben geç geldim diye laf edilecekti.”)

– “Bazı insanlar fazla alıngan oluyor.” (Aslında o kişiye doğrudan söylenemeyen bir eleştiri.)

Bu noktada kadınlar, empatik sezgileriyle “satır aralarını” okuma konusunda genellikle daha başarılı.

Erkekler ise kelimelere sadık kalma eğiliminde: “Ne dediyse onu kastetmiştir.”

İşte tam bu yüzden karnından konuşmak, bazen iletişimi köprüye değil, labirente dönüştürür.

Geleceğe bakış: Dijital çağda karnından konuşmak

İlginç bir şekilde, dijital çağ “karnından konuşmayı” daha da yaygınlaştırdı.

Artık insanlar yüz yüze konuşmak yerine, mesaj atıyor, emoji koyuyor, hikâye paylaşıyor.

Bir “göz devirmeli emoji” bile bazen roman kadar şey anlatabiliyor.

Ama aynı zamanda, yanlış anlaşılma riskini de büyütüyor.

2023’te yapılan bir sosyal medya iletişimi araştırmasına göre, gençlerin %72’si “birine doğrudan söylemek yerine ima içeren paylaşım yapmayı” daha güvenli buluyor.

Yani “story” paylaşmak, modern zamanın karnından konuşması oldu.

Açıkça “kızgınım” demek yerine, bir şarkı sözü paylaşıyoruz:

“Görmüyorsun ama ben buradayım.”

Peki sizce karnından konuşmak zeka mı, cesaretsizlik mi?

Forumdaşlar, işte tam da burada size soruyorum:

– Sizce karnından konuşmak bir iletişim sanatı mı, yoksa açık olmaktan kaçış mı?

– Empatiyle söylenmiş bir ima, bazen açık bir cümleden daha mı güçlüdür?

– Erkeklerin doğrudanlığı mı, kadınların sezgisel dili mi daha etkili iletişim kurar?

– Ve son olarak: Dijital çağda, “karnından konuşmak” artık yazıyla mı, sessizlikle mi oluyor?

Cevaplar kişiden kişiye değişir ama tek bir şey kesin:

İnsan ilişkilerinde bazen en gürültülü şey, söylenmeyen olur.

Ve bazen, en net cümle bile, “karnından konuşulan” bir sessizliğin içinde yankılanır.
 
Üst