Lim Neyin Kısaltması ?

Berk

New member
[color=]“Lim Neyin Kısaltması?” – Bir Hikâyenin İçinden Gelen Forum Paylaşımı

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle biraz farklı bir şey paylaşmak istiyorum. Ne bilgi, ne analiz, ne de mizah... Bu kez bir hikâye.

Biraz duygusal, biraz düşündürücü, biraz da hayatın içinden.

Çünkü bazen bir kelime, bir kısaltma, bir bakış kadar sade şeyler bile insanın iç dünyasında bir fırtına koparabiliyor.

Konumuz: “Lim neyin kısaltması?”

Ama bu hikâyede, “Lim” yalnızca bir kısaltma değil; bazen bir duygunun, bazen bir özlemin, bazen de kaybolmuş bir iletişimin sembolü olacak.

[color=]Bir Mesajla Başlayan Hikâye

Her şey bir akşam vakti, Elif’in telefonuna gelen kısa bir mesajla başladı.

Ekranda tek kelime yazıyordu: “Lim.”

Ne selam vardı, ne açıklama, ne de devamı.

Sadece o üç harf.

Elif uzun uzun baktı telefona, parmakları titredi, gözleri hafifçe doldu. Çünkü o mesaj, bir yıl önce hayatından giden Mert’ten gelmişti.

[color=]Mert’in Dünyası: Stratejik, Net ve Mantıklı

Mert, plan yapmayı seven, stratejik düşünen bir adamdı. Hayatta her şeyin bir açıklaması, bir mantığı olmalıydı.

Bir mühendis gibi yaşardı hayatı: ölçer, biçer, hesaplar, sonra adım atardı.

Elif’le tanıştığında da öyleydi.

İlk buluşmalarında kahvesine kaç şeker atacağını bile hesaplamıştı.

Ama duyguların planı olmaz.

Zamanla Elif’in duygusal dalgaları, Mert’in sistematiğini bozmuştu. Mert geri çekildikçe Elif yaklaşmış, Elif ağladıkça Mert daha da susmuştu.

Ve bir gün, hiçbir açıklama yapmadan gitmişti.

Bir not bile bırakmadan.

Sadece sessizlik.

[color=]Elif’in Dünyası: Empatiyle Yoğrulmuş Bir Kalp

Elif, duygularla yaşayan biriydi.

Birinin bakışındaki hüznü fark eder, ses tonundaki kırgınlığı hissederdi.

Onun için ilişkiler, paylaşmak, anlamak ve hissetmekti.

Mert’in sustuğu her anda, o içinden binlerce cümle kurardı.

Ama hiçbirini söyleyemezdi. Çünkü o da “fazla duygusal” olmakla suçlanmaktan korkardı.

İşte o yüzden, Mert gittiğinde ardında kalan sessizlik, Elif’in içinde yankılanan bir şiire dönüştü.

[color=]Bir Yıl Sonra Gelen “Lim”

Zaman geçti, ama o akşam gelen mesaj Elif’in kalbinde eski yarayı yeniden açtı.

“Lim.”

Ne demekti bu?

Bir özür mü? Bir tesadüf mü? Yoksa yanlışlıkla gönderilmiş bir kelime mi?

Merakı galip geldi, yazdı:

— “Mert, bu ne demek?”

Cevap geldi:

— “Limit.”

Elif kaşlarını çattı, anlamadı.

— “Ne limiti?”

Ve o anda gelen uzun mesaj, bir yılın özetiydi:

> “Bazen insanın duygusal bir limiti oluyor Elif. Benimki o zaman dolmuştu.

> Şimdi anlıyorum, o limit aslında korkaklığın adıymış.

> Ben duygularımın sınırını koymuştum, ama senin sevgini ölçememişim.”

[color=]Mert’in Itirafı: Mantığın Tükendiği Nokta

O anda Elif’in kalbi karmaşık duygularla doldu.

Bir yanda öfke, bir yanda özlem.

Mert devam etti:

> “Biliyor musun, ben hep çözüm odaklıydım. Bir şey bozuldu mu tamir ederim.

> Ama bizim ilişkimizi mühendis gibi tamir etmeye çalıştım.

> Formül aradım, sonuç bekledim, hata payı hesapladım.

> Ama kalbin matematiği yokmuş.

> Ve ben o denklemi çözemediğim için kaçtım.”

Mert’in bu sözleri, yıllardır Elif’in içinde saklı kalan cevabıydı aslında.

Çünkü o hep hissetmişti: Mert sevmişti ama duygularını yönetememişti.

Mantığıyla savaşmış, sonunda kalbinden yenilmişti.

[color=]Elif’in Yanıtı: Empatiyle Gelen Güç

Elif uzun uzun düşündü, sonra yazdı:

> “Ben hep senin limitini anlamaya çalıştım.

> Ama şimdi fark ediyorum, ben de kendi limitimi aşmışım.

> Çünkü sevmek, sınırları zorlamak demekti benim için.

> Senin duyguların tükendiğinde bile ben inandım.

> Ama şimdi... ben de limitimi buldum.”

Ve mesajı gönderdi.

Ne bir “tekrar görüşelim” vardı o cümlede, ne de bir “hoşça kal.”

Sadece içten bir kabulleniş.

Bazı şeylerin bitmesi gerekiyordu; çünkü insan, bazen sevmekten çok, bırakmayı öğreniyordu.

[color=]Forumun Kalbinde Yankılanan Hikâye

Sevgili forumdaşlar,

Belki “Lim” bir kısaltma, belki bir formül, belki de sadece üç harften ibaret bir kelime.

Ama bu hikâyede “Lim” bir duygunun sınırıydı.

Bir ilişkide nerede susacağımızı, nerede konuşacağımızı, nerede vazgeçeceğimizi hatırlatıyordu.

Erkekler genellikle “çözüm” ararken duyguları kaçırabiliyor; kadınlar ise “anlama” çabasında kendini tüketebiliyor.

Ama gerçek denge, bir tarafın çözüm ararken, diğerinin hissettiğini kaybetmemesinde yatıyor.

[color=]Son: Herkesin Bir “Lim”i Vardır

Hikâyenin sonunda Elif denize bakan bir bankta oturdu.

Telefonunu eline aldı, o son mesajı bir kez daha okudu.

Gülümsedi.

Çünkü artık “Lim”in ne anlama geldiğini biliyordu:

Limit değil, “Liman.”

Ve o an anladı ki, bazı insanlar hayatımıza fırtına gibi gelir ama bir süre sonra o fırtına da bir limana dönüşür — sessiz, sakin, huzurlu.

Sevgili forumdaşlar, siz hiç bir kelimenin ardına saklanmış bir duyguyla karşılaştınız mı?

Hiç bir mesajda, bir kelimede, bir sessizlikte yılların cevabını bulduğunuz oldu mu?

Yorumlarınızı bekliyorum.

Belki hepimizin bir “Lim”i vardır — kimininki bir aşk, kimininki bir dostluk, kimininki bir hayal kırıklığı… ama hepimizin içinde bir liman mutlaka vardır.
 
Üst